I do
Yaparım
I did
Yaptım
I am doing
Yapıyorum
I was doing
Yapıyordum
I have done
Yaptım ( henüz ) yapmaktayım ( den beri)
I have been doing
Yapıyorum ( -den beri )
I will do
Yapacağım
I will be doing
Yapıyor olacağım
I will have done
Yapmış olacağım
I would do
Yapacaktım, yapardım
I would be doing
Yapıyor olacaktım, yapıyor olurdum
I would have done
Yapmış olacaktım, yapmış olurdum
I am able to do
Yapabilirim, yapabiliyorum
I was able to do
Yapabildim, yapabiliyordum
I will be able to do
Yapabileceğim
I would be able to do
Yapabilecektim, yapabilirdim
I must be able to do
Yapabilmeliyim
I have to be able to do
Yapabilmek zorundayım
I can do
Yapabilirim ( yetenek )
I can be doing
Yapıyor olabilirim
I can have done
Yapmış olabilirim
I may do
Yapabilirim ( ihtimal )
I may be doing
Yapıyor olabilirim
I may have done
Yapmış olabilirim
I must do
Yapmalıyım
I must be doing
Yapıyor olmalıyım
I must have done
Yapmış olmalıyım
I could do
Yapabilirim, yapabildim, yapabileceğim
I could have done
Yapmış olabilirdim
I might do
Yapabilirim
I might have done
Yapmış olabilirdim
I should do
Yapmam gerekir
I should have done
Yapmış olmam gerekirdi, yapmalıydım
I ought to do
Yapmam gerekir, yapmalıyım
I ought to have done
Yapmış olmam gerekirdi, yapmalıydım
I need to do
Yapmam gerekir
I needed to do
Yapmam gerekdi
I need have done
Yapmış olmam gerekirdi, yapmalıydım
I dare to do
Yapmaya cesaretim ederim
I dared to do
Yapmaya cesaret ettim
I have to do
Yapmak zorundayım
I had to do
Yapmak zorunda kaldım
I will have to do
Yapmak zorunda kalacağım
I would have to do
Yapmak zorunda kalırdım
I would have had to do
Yapmak zorunda kalmış olurdum
I may have to do
Yapmak zorunda kalabilirim
I may have had to do
Yapmak zorunda kalmış olabilirim
I have got to do
Yapmak zorundayım
I used to do
Yapardım
I didn't use to do
Yapmazdım
I am used to doing
Yapmaya alışığım
I am accustomed to doing
Yapmaya alışığım
I was used to doing
Yapmaya alışıktım
I was accustomed to doing
Yapmaya alışıktım
I get used to doing
Yapmaya alışırım
I become used to doing
Yapmaya alışırım
I get accustomed to doing
Yapmaya alışırım
I become accustomed to doing
Yapmaya alışırım
I got used to doing
Yapmaya alıştım
I became used to doing
Yapmaya alıştım
I got accustomed to doing
Yapmaya alıştım
I became accustomed to doing
Yapmaya alıştım
I will get used to doing
Yapmaya alışacağım
I will become used to doing
Yapmaya alışacağım
I will get accustomed to doing
Yapmaya alışacağım
I will become accustomed to doing
Yapmaya alışacağım
I must get used to doing
Yapmaya alışmalıyım
I can get used to doing
Yapmaya alışabilirim
I would rather do
Yapsam iyi olur
I would sooner do
Yapsam iyi olur
I would just as soon do
Yapsam iyi olur
I would rather have done
Yapmış olsam iyi olurdu
I would sooner have done
Yapmış olsam iyi olurdu
I would just as soon have done
Yapmış olsam iyi olurdu
I had better do
Yapsam iyi olur
I might as well do
Yapsam iyi olur, yapmam gerekir
I would like to do
Yapmak istiyorum
I would love to do
Yapmak istiyorum
I would like to have done
Yapmış olmayı isterdim
I would love to have done
Yapmış olmayı isterdim
I am forced to do
Mecburen yapıyorum
I am compelled to do
Mecburen yapıyorum
I am obliged to do
Mecburen yapıyorum
I was forced to do
Mecburen yaptım
I was compelled to do
Mecburen yaptım
I was obliged to do
Mecburen yaptım
I am required to do
Yapmam gerekir, şart
I was required to do
Yapmam gerekti, şarttı
I will be required to do
Yapmam gerekecek
I managed to do
Yapabildim
I didn't manage to do
Yapamadım
I failed to do
Yapamadım
I happened to do
Tesadüfen yaptım
I am yet to do
Henüz yapmadım
I am to do
Yapacağım, yapmak zorundayım
I was to do
Yapacaktım, yapmak zorundaydım
I was to have done
Yapmış olacaktım, yapmış olurdum
I am about to do
Yapmak üzereyim
I am on the verge of doing
Yapmak üzereyim
I am on the point of doing
Yapmak üzereyim
I can't help doing
Yapmaktan kendimi alamıyorum
I can't stop doing
Yapmaktan kendimi alamıyorum
I couldn't help doing
Yapmaktan kendimi alamadım
I couldn't stop doing
Yapmaktan kendimi alamadım
I can't bear doing
Yapmaya tahammül edemiyorum
I can't stand doing
Yapmaya tahammül edemiyorum
I couldn't bear doing
Yapmaya tahammül edemedim
I couldn't stand doing
Yapmaya tahammül edemedim
It is no good doing
Yapmaya değmez, gerekmez
It is no use doing
Yapmaya değmez, gerekmez
It doesn't pay doing
Yapmaya değmez, gerekmez
There is no point in doing
Yapmaya değmez, gerekmez
It is waste of time doing
Yaparak boşuna zaman harcama
It is waste of money doing
Yaparak boşuna zaman harcama
It is senseless to do
Yapmak anlamsız, gerekmez
It is pointless to do
Yapmak anlamsız, gerekmez
It is useless to do
Yapmak anlamsız, gerekmez
There is no need to do
Yapmaya gerek yok
I am able to do
Yapabilirim
I was able to do
Yapabildim, başardım
I have been able to do
Yapabilmekteyim ( den beri )
I will be able to do
Yapabileceğim
I must be able to do
Yapabilmekteyim